Tüm Canlılar Sevgi Dolu Bir Yuvayı Hak Eder
Tüm canlılar sevmeyi ve sevilmeyi, refah içinde yaşayabilecekleri sağlıklı ve mutlu kalıcı bir yuvayı hak eder. Ancak günümüzde milyonlarca kedi ve köpek sokaklarda ya da geçici bakımevlerinde hayatlarını daha anlamlı hale getirebilecek sahiplerini bekliyor. Pek çok insan, sokakta veya barınakta yaşayan bir kedi ve köpeği dahil etmelerini engelleyen yanlış bilgilere ve manevi engellere maruz kalmaktadır.
Royal Canin, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde hayvanların sahiplenilmesinin önündeki manevi engelleri vurgularken aynı zamanda Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) tarafından tüm hayvanlar için geliştirilen, hayvanları açlık ve susuzluktan, sağlık sorunlarından uzak tutan, ve korku/stres unsurları. Bir hayata erişimi, uygun barınma koşullarını ve kendilerini oldukları gibi ifade etme hakkını vurgular.
“Maalesef hayvanlara karşı ön yargılara sahibiz”
Evsiz, sahipsiz hayvanların sayısı dünya çapında 600 milyonu aşıyor. Sahiplenmeleri için sorun teşkil eden sahipsiz kedi ve köpeklerin önünde pek çok yanlış bilgi ve önyargı var; Zorlu yaşam koşullarının yanı sıra bu durumla da uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Köpek Eğitim Uzmanı Ali Yeşilırmak, bakım evlerindeki kedi ve köpekler hakkında sağlıksız veya hasta oldukları, travma geçirirlerse asla iyileştirilemeyecekleri, onları eğitmenin zor olduğu gibi birçok yanlış bilginin olduğunu belirtti. Bir algı var. Hayvanlardan önce ne yazık ki ön yargıları benimsiyoruz. Barınaklarda yeni serbest bırakılmış, yakın zamanda terk edilmiş ya da travmatik bir geçmişi olmayan hayvanların olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, bu travmatik süreçlerin analizi genellikle oldukça kolaydır. Çok kısa bir çaba ile o hayvanları ilgili psikolojiden, travmatik süreçten kurtarabilir ve onları hayatımıza hayat arkadaşı haline getirebiliriz. Bu konuda ne kadar bilinçli yönlendirme yapılırsa, sokak hayvanlarının yuva bulması için o kadar çok adım atacağız” dedi.
Mars Petcare girişimi End Pet Homeless platformunun 9 ülkede yaklaşık 224 milyon sahipsiz hayvanla yaptığı araştırmaya göre; Her 3 kişiden en az 2’si kedi ve köpeklerin sokaklardan ve korunaklı alanlarda kurtarılması gerektiğine inanıyor. Potansiyel evcil hayvan sahiplerinin yarısı, barınaktan sahiplenirlerse evcil hayvanlarının geçmişi hakkında endişeleneceklerini, yüzde 47’si ise duygusal olarak zarar görecekleri için paniğe kapılacağını söylüyor. Potansiyel hayvan sahiplerinin yüzde 37’si barınaktan sahiplenmeyi düşünmeyeceğini, yüzde 23’ü ise barınakta istediği hayvanı bulamayacağını söylüyor. Ankete katılanların yarısından fazlası, köpekle birlikte bir daire kiralamanın daha fazla sorun olacağını düşünüyor.
“Hayatınıza yuvası olmayan bir canlıyı dahil etmekten korkmayın”
Sahipsiz hayvanlarla ilgili temel analizin sorumlu hayvan sahipliği anlayışı olduğunu belirten Royal Canin Türkiye Kurumsal Bağlantılar Yöneticisi Çağla Çavuşoğlu, “Royal Canin olarak hayvanlar için daha iyi bir dünya vizyonumuz doğrultusunda sorumlu hayvan sahipliğinin değerini vurguluyoruz. . Sorumlu hayvan sahipliği anlayışı ve uygulamaları ile hayatımızı daha keyifli hale getiren hayvanlar için daha iyi bir dünya sağlayacağımıza inanıyoruz. İlk günden itibaren hayvan sahiplerinin sorumluluğu ile hayvanların terk edilmesini önleyebilir ve sahipsiz hayvanlara kalıcı bir çözüm bulabiliriz. Hayatınıza evi olmayan bir canlıyı dahil etmekten korkmayın ama yapmadan önce neler sunabileceğinizi ve sorumluluklarınızı düşünün. Bu anlayışın yerleşmesi ile birlikte bir hayvanı sahiplenme kararını çok daha bilinçli alabilir ve bakış açımızı değiştirerek terk edilmenin önüne geçebiliriz. Tabii ki önceliğimiz, terk edilmeyi önlemek, insanları sorumlu hayvan sahipliği konusunda bilinçlendirmek ve teşvik etmek. Bunun yanı sıra barınağı olmayan hayvanların refahını artırmak ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için huzurevleri ve derneklerle iş birliği yapıyoruz.”
Royal Canin grubu Kurtaran Ev’de isteyerek çalıştı
Royal Canin, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü kapsamında bakımevlerindeki kedi ve köpeklerin ihtiyaçlarına dikkat çekmek, onların ihtiyaçlarını ve gönüllülük ihtiyaçlarını daha görünür kılmak için Kurtaran Barındırma Derneği kampüsündeydi. Royal Canin Türkiye çalışanları, hayvanların sahipleninceye kadar geçici olarak kaldıkları bir yaşam alanı sunan Kurtaran Ev’de kedi ve köpeklere mama bağışının yanı sıra alan kapasitesini güçlendirmek için bölgesel düzenleme yaptı. Ayrıca insanları hayvanları sahiplenmeye teşvik etmek amacıyla Kurtaran Ev’deki hayvanların hikayelerini sosyal medya hesaplarında paylaştılar. Royal Canin’in bağlı olduğu Mars şirketi çalışanları, Mars Gönüllülük Programı kapsamında 2015 yılından bu yana toplamda 1 milyon saatin üzerinde gönüllülük yapmış ve çalışanlarına 16 saat ücretli izin vererek gönüllülük faaliyetlerine katılımı teşvik etmeye devam etmektedir. çalışanlar her yıl
Hayvan sahiplendirme süreçlerinin güçlü olduğunu belirten Kurtaran Ev Kurucusu Onur Boltürk, “Biz; İstanbul’da yaşlı, hasta, engelli veya terk edilmiş hayvanlar için geçici barınak olarak kurulduk. Kurtaran Ev’in üç farklı lokasyonunda 700’den fazla köpek ve 300’e yakın kedinin yanı sıra farklı hayvanları da barındırıyoruz. Elbette birçok ihtiyacımız var ama gönüllülük faaliyetleri ile Kurtaran Ev’i buradaki canlılar için daha iyi bir yer haline getirmek bizim için çok değerli. Buradaki canlıların ise en çok sevgiye, ilgiye ve sürekli sıcak bir yuvaya ihtiyaçları var. Sahiplik süreçleri; İnsanların beklentileri ve önyargıları nedeniyle çok güçlü bir şekilde ilerliyor. Örneğin insanlar bakmanın ne kadar zor olduğunun ve çok zaman ayırmanın gerekli olduğunun farkında olmadan sadece yavru kedi ve köpekleri sahiplenmek isterler. Görünüşe göre size tüm sevgisini verebilecek ve sizinle ömür boyu sürecek bir bağ kurabilecek canlılar, sadece köpek yavruları ya da görünüşleri nispeten daha uygun görülen kedi ve köpekler değil. Sahiplerine tüm kalbiyle bağlanmayı bekleyen eksiksiz canlılara ev sahipliği yapıyoruz ve tek eksiğimiz onlarla evini paylaşabilecek sorumlu insanlar” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı