Sağlık

Afet sonrası yaşlıların hayata uyum sağlaması için neler yapılmalı?

Yaşlılık döneminin en büyük zorluklarından biri olan kayıpların Kahramanmaraş’ta meydana gelen afetle birlikte oldukça ağır yaşandığını belirten uzmanlar; Afetlerden sonra yaşlı bireylerde gözlemlenen en şiddetli duyguların korku, kayıp, yas, sıkıntı ve depresif ruh hali olduğunu belirtmektedir. Öğretim Görevlisi Bkz. İdil Arasan Doğan, afet sonrası sakin bir ses tonuyla müstehcen telaffuzlar eşliğinde su, tesbih, yastık gibi çalışmalarla yaşlılara inanç mekânları oluşturmalarını, mahremiyetlerini korumalarını ve uyumlarını sağlamaya çalışmalarını tavsiye ediyor. dönem.

Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü uygulamalı psikoloji öğretim üyesi İdil Arasan Doğan, yaşlı bireylerin ani afet durumlarında yaşadıkları duygu durumlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve ruh sağlığını korumaya yönelik değerli tavsiyeler paylaştı.

Yaşlı kişi için normal yaşam hızlı bir şekilde sağlanmalıdır.

Öğretim Görevlisi Bkz. İdil Arasan Doğan, ‘Afet durumları, yaşlı bireylerin uyum sağladıkları koşullarda ani bir değişim olarak ortaya çıkıyor ve bu değişimlere nasıl uyum sağlanacağının yarattığı zorlu bir süreç’ diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu süreçte değerli olan, yaşlı bireyin bir an önce normal bir yaşam sürmesinin sağlanmasıdır. Felaketler sonrasında bedene, duygulara ya da dünyaya dair inançlar sarsıldığında yaşanan kopuşları onarmak ve kurulacak ilgi ve pekiştirmelerle bu temasları yeniden kurmak temel amaçtır. Öncelikle manevi ilk yardımın telaşı ve fiziksel durumu müdahale edilmeden anlaşılmaya çalışılmalı ancak ruhsal sorunlarla ilgili doğrudan sorular sorulmamalıdır. Buradaki anahtar ruhsal önceliktir. Bunu yapacak yetkililerin gerekli eğitimi almış olması ve ne zaman ne yapacağını bilmesi çok değerli. Özellikle afet süreçlerinin yarattığı kırılgan durumlar, yaşlılık döneminin kendine özgü süreçleri ile yaşanabilecek kırılganlıkları artırmaktadır. Ülkemizde eşi benzeri olmayan Kahramanmaraş merkezli beyin sarsıntısından maalesef çok sayıda yaşlı insan etkilendi. Huzurevinde kalan yaşlılarımızın sonrasında ne yapacaklarını bilemez halde yardıma muhtaç durumda olmaları da durumun çaresizliğini gözler önüne serdi.”

Farklı boyutlarda ani kayıplara tepki verirler.

Yaşlılığın en büyük zorluklarından biri olan kayıpların bu felaketle birlikte oldukça şiddetli yaşandığını vurgulayan Uygulamalı Psikoloji Öğretim Üyesi Doğan, “Yaşlı bireyler akran kaybı, eş kaybı, rol kaybı gibi birçok kayıpla karşı karşıya kalıyor. dönem açısından. Yaşlılar ise ani ve beklenmedik deprem gibi afetlerde kendilerine göre farklı boyutlarda yansımalar vererek kayıpları karşılamaktadırlar. Ancak olası ve var olan demans süreçlerinin atakları ile ortaya çıkan gerçeğin inkarı, unutkanlık, bilişsel faaliyetlerde gerileme, yalnız kalma isteği ve yoksunluk belirtileri şiddetli olarak görülür. Analiz olarak düşündükleri ile sorunu çözemediklerinde gerginlik ve sıkıntı artar. Bu süreçler yaşlı bireyde yönelim bozukluğu ve davranışsal süreçlerde bozulmaya neden olur.” dedi.

Korku, endişe ve yas içinde yaşıyorlar

Deprem gibi ani afetler sonrasında yaşlı bireylerde görülen en şiddetli duyguların kaygı, kayıp, yas, sıkıntı ve depresif ruh hali olduğunu belirten Öğr. Görmek. İdil Arasan Doğan, “Burada oluşan beklenti duyguları kaygı, tepki olarak oluşan kayıp, yasağa eşlik eden kaygı ve ilgisizlik duygusu, depresyon olarak nitelendirilebilecek durum olarak açıklanabilir. Yaşlıların bu travmayı en az hasarla atlatabilmeleri için kişilerarası pekiştirme sistemlerini harekete geçirmek ve bakım süreçlerini bir an önce devreye sokmak çok değerlidir. Bu kapsamda yakınların süratle nakledilmesi, yiyecek ve su bulundurulması ve bir yere gönderilmesi gerekiyorsa karar önceliği gerekir.” söz konusu.

İhtiyaçlar mevcut olmalıdır

Öğretim Görevlisi Bkz. İdil Arasan Doğan, süreçte verilen suyun yaşlıların uyumunu ve sakinleşmesini kolaylaştırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uyum için diğer objeler ise tespih, yastık gibi eserler olarak düşünülebilir. Ayrıca yaşlıların afetleri en az hasarla atlatabilmeleri, ‘anda orada olma’ ilkesiyle oluşturulacak psikososyal çalışmaya ve imalı telaffuzlar eşliğinde inanç alanlarının oluşturulmasına bağlıdır. ‘her şey güzel olacak’ diyen sakin ton. Bu noktada mahremiyetlerine dikkat edilmesi, kullandıkları ilaç, gözlük ve işitme cihazlarının yedeklerinin bulundurulması, yaşlılarda bunama varsa önceden yer bulucu bulundurulması, onun adının yazılı olduğu bir takının kullanılması gibi uygulamaların devreye girdiği söylenebilir. önleyici ve koruyucu müdahalelerin tam ortasında bu noktadadır. Ayrıca yaşlı kişi Alzheimer hastası ise muhtemelen kaldığı yerden devam etmeyecektir bu nedenle çok dikkatli olunmalıdır. Afet bölgesine destek verenlere yaşlılar ve bunama hastaları ile temas konusunda eğitim verilmesi de çok önemlidir. Bunların yanı sıra hazır tutulacak acil afet bakım merkezlerinin kurulması çok değerli” dedi.

Disiplinler arası işbirliği ön plana çıkıyor

Disiplinler arası işbirliğinin çok değerli olduğu bu süreçlerde, geriatri ve geropsikiyatri temelli kişilerarası yaklaşımların, yaşamı gözden geçirmenin ve bilişsel işlevlerin aktivasyonuna yönelik küme temelli çalışmaların etkin olacağını belirten Öğr. Gör. Görmek. İdil Arasan Doğan, “Bir umut aşılamak olarak, yaşlının sosyal katılımını sağlamak ve yararlılık duygusunu desteklemek, muhtemelen süreçteki en pahalı pozitif müdahale olarak görülebilir. Ayrıca yaşlının birlikte yaşadığı ve iletişim halinde olduğu aile üyelerine, bakım verenlere, bakım merkezi çalışanlarına veya diğer hizmet sunucularına yaşlanma ve yaşlı bakımı konusunda psikoeğitim verilmesi yaşlanan bir toplum olarak ruh sağlığımıza katkı sağlayacak ve yaşlılıkta önleyici bir mekanizma işlevi görecektir. acil durumlar. görecek.” terimleri kullandı.

 

arguvanajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu